Blog

Blog

Antrenoryum Çünkü Sporu Seviyorum
01 Ocak 2022

Spor Nedir ve Ne Değildir ?


Spor insanın doğa ile olan ölüm kalım mücadelesiyle ortaya çıkmıştır. Savaşlardan, insanın taşıma ve ulaştırma ihtiyacından etkilenerek çeşitlenmiştir. Zamanla bireysel bir olgu olmasının yanında takım sporları gündeme gelmiş ve toplumsal bir yapı da kazanmıştır. Sporun yirmi beş yüzyıllık bir geçmişi olduğunu düşünürsek bu süre zarfında kimi geçersiz, kimi yetersiz birçok tanım yapılmıştır. En basit tanımıyla spor oyun, eğlenme, işten uzaklaşma anlamına gelir ancak bu tanım sporu ifade etmede aşırı derecede yetersizdir. Sporun ne olduğuna dair yapılan tanımları incelersek eğer bu tanımları beş ana başlıkta toplayabileceğimizi görürüz.

En yaygın ilk tanımlama sporun insanın doğasında var olan saldırganlık güdüsünü dostça bir rekabet ile kontrol altına alabilmesini sağlayan, savaşın barışçı bir versiyonu olduğudur. Bu tanım özellikle Konrad Lorenz tarafından geliştirilmiştir. Sporda her ne kadar dostça bir rekabetin varlığı söz konusu olsa bile saldırganlık insanın hamurunda yer alan bir güdü değildir. Bu tanımlamanın yanıldığı nokta saldırganlığı doğuştan gelen, insana özgü bir dürtü olarak görmesidir.

İkinci tanıma göre spor kişinin fiziksel, psikolojik sağlığına pozitif etki eden, insanın günlük hayattaki stresini üzerinden alan, onu topluma ayak uydurmaya teşvik eden bir araç olarak görülür. Evet bu tanımda yer alan ifadeler sporun gerçekten de insan üzerinde hissettirdiği olumlu etkilerdir fakat önemli olanın yarışmak değil kazanmak olduğu, dev pazarlama sahasına sahip çağdaş sporun kıyasıya rekabet ortamında bu tür yaklaşımlar epey çocuksu kalır.

Bir başka tanımda ise spor devlet eliyle ulusal birliği örgütleyen bir eğitim aracı olarak görülmektedir. Sporun gerçek işlevinin insanları savaşa hazırlamak olduğu düşünülür. Modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Baron Pierre de Coubertin bu savın doğruluğuna inananlardandır. Bu yaklaşımın açıkça görülen yanlışı sporu siyasetin, savaşın emrine amade etmesidir.

Dördüncü tanımlama İspanya iç savaşında milliyetçi güçlere önderlik eden Francisco Franco'nun Bernabeau stadı için''Bana yüz elli bin kişilik bir uyku tulumu yapın'' sözünü kanıt olarak alıp sporu süspansuvarlı milliyetçilik olarak görenlerin ortak düşüncesidir. Bu görüşü savunanların görmezlikten geldikleri konu ise sporun ilk insanlardan bu yana nasıl olup da tüm toplumlarda, tüm insanlar tarafından eş ölçüde ilgi gördüğüdür.

Son tanımlamaya göre ise spor oyunla yarışmayı birleştiren, fiziksel yetenekleri daha fazla olduğu için kazananları ödüllendiren, üst düzeyde oyun, mücadele ve ağır kas çalışması gerektirdiğinden sürekli ve yoğun çabayı zorunlu kılan bir uğraşıdır. Bu tanımın eksiği sporu fiziksel yapıyla sınırlı tutmasıdır, halbuki sporun bireyleri çok aşan toplumsal bir boyutu vardır.

Sporun genel olarak kabul gören tanımlarını başlıklar altında incelediğimizde bu tanımların içerisinde bir sürü yanlışlık, yetersizlik olduğu gibi doğruların olduğunu da görebiliriz. Spor bu tanımların belki de hepsi birdendir veya hiç biridir. Dünyada kesin olarak bildiğimiz bir şey varsa o da değişimin kaçınılmaz olduğudur. Kişisel görüşüm sporun tanımının sporun gelişimiyle, zamana ayak uydurmasıyla, değişimiyle, evrilmesiyle birlikte değiştiğidir. Spor insanlığın en eski kurumlarından biri olduğu gibi aynı zamanda adeta yaşayan bir organizmadır. Bu nedenle sporun eksiksiz tanımını yapmak epey güçtür fakat sporun en güncel ve kapsayıcı tanımını oluşturmak istersem sporu bir cümleyle insanların hem birlikte hem karşılıklı hem de bireysel olarak rekabet ortamı içerisinde icra ettiği fiziksel, zihinsel, bilişsel, sosyal gelişimi sağlayan, dev bir ekonomiye, sanayiye, pazarlama alanına sahip farklı dilden, dinden, ırktan kitleleri bir araya getiren evrensel bir vasıtadır, olgudur denebilir.
MUHAMMED YUSUF AYDIN
Spor Nedir ve Ne Değildir ?